tag:blogger.com,1999:blog-2129698103425887052024-03-13T18:31:28.485+03:00SinisterBenim ilgimi çeken her şeyi fırsat buldukça burada paylaşıyorum. Görmemişin blogu olmuş, ne yazacağını şaşırmış durumları da oluyor tabii :) Benim küçük dünyama hoşgeldiniz. Tekrar beklerim.Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.comBlogger67125tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-43548894005882843412010-08-07T08:18:00.003+03:002010-08-07T11:24:03.850+03:00Çocuklar gibi<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sezen aksu’nun <a href="http://fizy.com/#s/1ixa0t">çocuklar gibi</a> şarkısının sözleri Sabahattin Ali’ye aitmiş. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bazı insanların inanılmaz özgün bir üslubu var, nitekim çocuklar gibi şarkısı da Kürk Mantolu Madonna’da geçen bir cümleyi okurken aklıma geldi. Adam kitabını okurken şiirini hatırlattı kısacası. Vay anasını.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kitabı dün gece 2'ye kadar okumuş,bitirmiş ve doludizgin Sabahattin Ali rüzgarına kapılmışken değinmek istedim.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şarkıya gelecek olursak, bende hep böyle olur, bazen bazı şarkılar sizi öyle bir yakalar ki anlam bile veremem ben bu şarkıyı neden bu kadar çok seviyorum diye. Onur Akın’ın <a href="http://fizy.com/#s/1ahv2q">seviyorum seni</a> şarkısı vardır mesela, lisede keşfetmiştim gizli gizli dinlerdim. Sonra üniversite 2. sınıfta bir gün İstiklal’de yürürken duydum, şarkıyı dinlediğimi söyleyemedim, vitrindeki bir şeyi beğenmiş gibi yapıp oyalanmıştım. Ne zamanki sözlerinin Nazım Hikmet’in bir şiirinden olduğunu öğrendim, melodisinde hiçbir özgünlük olmayan hafif arabesk şarkının beni nasıl o kadar derinden yakalayabildiğini anladım. Sırf beni değil hatta, geçen ay arkadaşlarım bize geldiğinde çalmıştım, değiştirecekken koro halinde “değiştirme!” diye bağırmışlardı.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Dönem dönem bir şeylere kapılırsın ya, bende en çok yazarlar da olur mesela. Bir kaptırdım mı bir süre sadece tek yazar okurum. 3 sene önce de Aziz Nesin’e kaptırmıştım. Hani bazen sadece kendin ne düşündüğünü söyleyebilmek için soru sorarsın ya karşındakine. Sanki durup dururken gelen “Sen kim olmak isterdin?” sorusu en az damdan düşer gibi söyleyeceğin “Ben Aziz Nesin olmak isterdim” lafı kadar garip değilmiş gibi... Öylesine cevabı bile beklemediğim aptal bir soru yöneltmişken karşımdakine, “ben kendim olmak isterdim ama kimin eserlerine sahip olmak isterdin dersen Sabahattin Ali” demişti hayatta tanıdığım en az konformist olan insanlardan biri...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kendim olma fikrine de alıştım sanki.</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal">Türkiye'de yazarlar mütemadiyen öldürülür biliyorsunuz. Sabahattin Ali'nin ölümüyle ilgili de bugün gazetede bir <a href="http://www.takvim.com.tr/Guncel/2010/08/07/emri_veren_nihat_erim">yazı</a> vardı tesadüfen, belki ilginizi çeker.</div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-10795133693841520912010-07-29T00:38:00.001+03:002010-07-29T00:40:08.830+03:00macarların yardım çığlıklarıblogumun adresini yazdığımda, kudüs fotoğrafıyla birlikte bible studies bilgileri veren bir site çıktı. hayırdır inşallah. cat stevensish.<br />
<br />
anlatacak çok şeyi olan insanların, kendiliğinden bunları anlatmaması ne kadar acı aslında. dedemle oturduk tv izliyoruz, budapeşteyle ilgili bir gezi programı. 1956 yılında ruslar macaristanı işgal ederken, macarların "gelin, bizi kurtarın"* diye bütün dünyaya yolladıkları yardım çığlıklarını günlerce radyodan verdiklerini anlattı.<br />
<br />
tarihle ilgili bu arkaplan hikayeler beni çok etkiliyor. one death is tragedy. a million deaths is statistics, etkisidir belki de.<br />
<br />
*kimse kimsenin yüzü suyu hürmetine kahramanlığa soyunmuyor tabii. hele de ruslara karşı. komik gördüm sizi macarlar...<br />
<br />
of bu arada ben de bu eskiler konusunda baya iyiyim, program bitince başka kanalda film izlemeye başladık, eski film, dedem aktörün adını hatırlayamadı da ben bildim. burt reynolds.<br />
<br />
aa farah fawcett de var. ilginç bir şeye benziyor. bakayım biraz.Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-87430933985876912332010-07-02T13:37:00.001+03:002010-07-02T13:38:16.083+03:002 Temmuz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgW93lVz68YWkKKgTbdU-K-aX15wo3lC3NmyS27tthMu8Zb7CulpqPUgzW8aL2LgTCt-bp9IALcKAMADo3WrCDrsF7Ht7qIbB_TNnmkWfcoYkQJd9ixVYcBlZ4OFPH9pVcq6V468wqtKYo/s1600/630200675034PM.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgW93lVz68YWkKKgTbdU-K-aX15wo3lC3NmyS27tthMu8Zb7CulpqPUgzW8aL2LgTCt-bp9IALcKAMADo3WrCDrsF7Ht7qIbB_TNnmkWfcoYkQJd9ixVYcBlZ4OFPH9pVcq6V468wqtKYo/s320/630200675034PM.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">En güçlü ifade biçimi dediğin zaman karikatür gelir aklıma hep. En zorudur karikatür; ya hiçbir şey söylemeden ya da sadece birkaç sözcükle, 2-3 karede anlatacaksın ne demek istediğini. Bırakacaksın eserin kendini anlatacak. Çok zor. O yüzden bu kadar değerli zaten. O yüzden bu kadar nadir bir yetenek. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Çok keskin ve kıvrak bir zekanın ürünü. Ve o yüzden de o keskin ve kıvrak zekaya karşı tolerans bu kadar düşük zaten... Sonuç;<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">2 temmuz. Sivas Katliamının 17. Yılı.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Aynı dili konuşup, aynı havayı solumuş olmaktan en çok gurur duyduğum insanlardan birini katletmek için bir araya gelmiş binlerce, milyonlarcasının günü.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Böyle demem onu kızdıracaktır aslında, yaşamını toplum psikolojisiyle mücadeleye ve bireyselciliği yeşertmeye adamış her insan gibi.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ama herkes o kadar güçlü gelmiyor bu hayata. Bazıları tutunabilmek için destek arıyor.</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Çok da bir şey yok söylenecek, Genco Erkal'ın Sivas '93 oyunu hala devam ediyor mu bilmiyorum ama rastlarsanız mutlaka gidin...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">O günün ardından yapılan bazı karikatürlere <a href="http://www.google.com/imgres?imgurl=http://www.karikaturculerdernegi.org/digerimages/630200675232PM.jpg&imgrefurl=http://www.karikaturculerdernegi.org/detay.asp%3Fid%3D5205&usg=__sCl-8QK2nxBTIf7piTXcTFMzJUQ=&h=384&w=377&sz=26&hl=en&start=10&um=1&itbs=1&tbnid=cGcpFopnPQfvEM:&tbnh=123&tbnw=121&prev=/images%3Fq%3Dsivas%2Bkatliam%25C4%25B1%26um%3D1%26hl%3Den%26client%3Dsafari%26sa%3DN%26rls%3Den-us%26tbs%3Disch:1">bu adresten</a> ulaşabilirsiniz.<o:p></o:p></span><br />
<br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEsAw6YkyW-qQDj3qLAnjZEziAFX4dQUA5Mqn8vaAvVc9YGZV6Op6ZnrF2plauRIqs0DLh_uOnketH-vnHaU10qkCbJ_LfLV5wCtzLWDNTKqKpSc45AkpmW6VSL9eEq1scfRhJAD4Rx4k/s1600/630200675332PM.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEsAw6YkyW-qQDj3qLAnjZEziAFX4dQUA5Mqn8vaAvVc9YGZV6Op6ZnrF2plauRIqs0DLh_uOnketH-vnHaU10qkCbJ_LfLV5wCtzLWDNTKqKpSc45AkpmW6VSL9eEq1scfRhJAD4Rx4k/s320/630200675332PM.jpg" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-60998155003729168032010-06-21T03:41:00.001+03:002010-06-21T23:13:14.965+03:00Öğreten, öğrenir.<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Yazarken sık sık dil konusuna gelmemden anlamışsınızdır ki ben gerçek bir fanatiğim. Bu fanatikliğim sadece yabancı dile karşı değil, türkçeye karşı da aynı merakı duyuyorum ve anadilim olmasına rağmen o açlığı hissediyorum kesinlikle tatmin olmuş değilim! Dili kullanmak müthiş bir yetenek. Kendini minimum kelimeyle ifade etmek dili kullanmak değil, konuşmak bile sayılamayacağı için onu es geçiyorum. Ama istediğin kadar kitap okumuş ol, kelime haznen geniş olsun bunları konuşurken kullanabilmek, usta manevralar yapabilmek gerçekten büyüleyici. Böyle birini saatlerce dinleyebilirim diye düşünüyorum.</span></span><br />
<div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Amatör. Profesyonelin zıt anlamlısı olmanın yanı sıra latince </span></span><a href="http://www.wordinfo.info/words/index/info/view_unit/95/"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">"amat- amor- am-"</span></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> yani sevmek kökünden geldiğin duyduğumdan beri bu kelimeyi daha da çok seviyorum.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Yabancı dil konusunda da amatörlük her zaman baki. İnsan yabancı dil söz konusu olunca daha da sabırsız oluyor, bir an önce belli bir seviyeye gelmek istiyor. Çünkü her ne kadar dili sevsen ve kendini dolambaçlı yollarında kaybetmek istesen de bir yandan da en kestirme yoldan sonuca ulaşıp onu iş hayatına uyarlamak ve paraya dönüştürmek zorundasın. Büyüklerimizden zaman zaman işitilen "sana yapma demiyorum, hobi olarak yine yap" dengi bir durum söz konusu burada. Kendini garantiye al da sonra naparsan yap gibi...</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">13 yaşından beri "sihirli değneğin olsa ne yapardın?" sorusuna olan cevabım hiç değişmedi; bütün dilleri konuşabilmek. (13 yaşına kadar olimpiyat şampiyonu olmak istiyordum.) Bir dilde uzmanlaştığın zaman yapabildiğin o çift anlamlılıkları, zeka pırıltılarını görebilmek, hissedebilmek. Divan edebiyatındaki gibi kıvraklıkların başka dillerdeki yansımalarını inceleyebilmek (hoş o da başka dil sayılır ne de olsa arapçaydı.) Ütopik bir dünyada bunları yapabilmek ne kadar güzel olurdu.</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">"Ölü dil,""amaan, ne işine yarayacak" kaygısı gütmeden latincenin köklerine insen halbuki, o etimolojiyi hatmettikten sonra üstüne Roman dillerini inşa etsen, çıkarımlarda bulunsan neyin neden nasıl gelişmiş olduğuna dair...</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">"Öğreten, öğrenir." Qui docet, discit latincesi. O gün internette dolanırken rastladım çok etkiledi. öğrenme aşkına yapılıyormuş her şey diye düşünüyorum. Günümüzün pragmatizm girdabındaki dünyasında ancak üstün zekalıysan ve kendini bilime adarsan böyle bir lüksün oluyor, insanlar seni maddi manevi destekliyor ve sen ne yaparsan bilim aşkıyla yapıyorsun. (O da ancak gelişmiş ülkelerde. O gün </span></span><a href="http://bit.ly/cemzwC"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Ali Nesin'in yazısını</span></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> okuduktan sonra emin oldum ki buralarda iki türlüsü de yok.)</span></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span><br />
<br />
<div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Halbuki şimdi (paralel evrenlerin bu aciz versiyonunda) misal latinceyi (onla başladım, onla gideyim) öğrensen öğrensen iş hayatında kullanmak, belki insanları biraz etkilemek için öğreniyorsun. Olabilecek ulvi amaçlara kıyasla ne kadar ucuz. Öğrenmek bile değil aslında ezberlemek. Al bir Roma Hukuku kitabı ezberle mesela. Hem millet 1. sınıfta gördü, hatırlamıyordur da, hadi yine iyisin, işin kolay. Ya da mare nostrum diye dövme yaptır, Deniz Gezmiş'e atıfta bulun, ben siyasetten de anlarım, çok yönlüyüm havalarına bürünürsün hem.</span></span></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span></div><div style="margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial;">Acıklı hakkaten.</span></div></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-32021715611812163922010-06-15T21:30:00.002+03:002010-06-21T01:53:40.101+03:00Kafatasçı geldi 'aanıımmmmBugün kendi kendime çok güldüm. Kendi kendime başka bir şeye gülmedim, kendime ve düştüğüm duruma güldüm. Hakkaten büyük konuşmamak lazım, elime geçen her fırsatta aşırı milliyetçi kesime, ülkücü, kafatasçı gibi bilumum yakıştırmada bulunan ben, bir olay olduğunda sıcağı sıcağınayken, uzun uzadıya düşünmeden verdiğim ilk tepkide aynı bir MHP’li gibi düşünüyorum. Nitekim <a href="http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=15002521&tarih=2010-06-13">Hürriyet Pazar’ın MHP milletvekili Deniz Bölükbaşı ile yaptığı röportajın</a> ilk sayfaya yansıyan cümleleri şunlar;<br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR">“Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Filistinliyiz diyoruz. Hepimiz Türküz demiyoruz. Filistin bayraklarıyla cenaze namazı kaldırıyoruz Türk bayrağı yok.”<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kaderin cilvesi diye buna deniyor galiba bir gün kafatasçı de ertesi gün fikirdaş ol :))</span><span lang="TR"> Çocukluktan aşıladılar bu milliyetçilik damarını galiba ne bileyim, ne kadar ben bireyselciliğe inanıyorum desen de kendini gösteriyor. Gerçi kendi kendimi yemeği düşünmüyorum, çünkü ne de olsa zayıf mahlukatlarız ve kendimizi tanımlamak ve ifade etmek için belki de sınırları önceden belirli kavramlara ihtiyaç duyuyoruz. Yine de bunun farkında olmak bile güzel bir şey bence, en azından bunu kabul ederek başka insanlara karşı kalıplaşmış önyargıların olabileceğini de kabul edersin ve bunları bulup yoketmek için çalışmaya başlarsın. Bir bakmışsın uluslarüstü, sınırlarötesi bir insan olup çıkmışsın :)</span><span lang="TR">))<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yoksa Hintliler pis, Fransızlar ukala ve hatta Kayserililer kurnaz, Adanalılar ayı nereye kadar. Bir de o kadar sık duyuldu ki hani Kanlıca’nın yoğurdunun meşhur olması gibi bir gerekçe içeriyor sanki, artık kanıksandığı için... <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Ayol şekerim bilmiyor musun? Adana’nın ayıları meşhur...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-E gidip yiyelim o zaman bir tane?!<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu arada hakkaten ne büyük konuşsan başına geliyor, istisnası yok. Cmt akşam Marmara hotelin önünden geçerken güzel giyinmiş 2 tane kız vardı çiçekliğin ucuna ilişmişlerdi, ikisi de telefonuna bakıyordu, mesaj falan yazıyorlardı, şaşırdım Allah Allah dedim, arkadaşım şakayla karışık, belki telekızlardır ne de olsa otel önü falan dedi. 48 saat bile geçmeden aynı arkadaşımla aynı çiçekliğin ucuna ilişmiş telefonda birine ulaşmaya çalışıyorduk ve ben etek giymiştim </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-57666423852797775142010-06-13T13:36:00.000+03:002010-06-13T13:36:44.206+03:00xxx<!--StartFragment--> <br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bir gün sabah kalkıp eğlenmeyi hiç bilmediğini farketmek.. Eğlenceyi sürekli başka değişkenlere endekslemiş olmak... Sadece sitede dolanması bile çok eğlenceli olan, üstüne üstlük lokal insanlarla tanışma fırsatıyla bedava tatil sunan siteye üyeliğinin 4 aydır girmediğin için deactivé olması.. Ardarda 2 kere hem de... Daha 23 yaşında...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yazmamak.. Neden yazmadığını sorgulamamak.. Yaşamamak...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Oradan oraya savrulup durmak... Bu akıntıda güzel insanlarla tanışmak aslında, ama durup değerlendirecek, özümseyecek bilinçten yoksun olmak.. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Mutsuz değil uyuşmuş olmak... Antidepresan falan da kullanmadan hem... Düşünmeyi reddetmek.. Aşık olmuş olabileceğini bile rüyalar vasıtasıyla fark etmek... Kaç vasıtayla gidileceğinin belli olmaması... İlginç bir şekilde tepki vermemek.. Daha önce en küçük hoşlanmada ortalığı birbirine katarken...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">İnsanların daha dikkatli bakması, yüzünü, mimiklerini incelemesi, gözlerinden derin anlamlar çıkarmaya çalışması.. Sonra boş bakışlarının onlara ipucu vermeyeceğini düşünerek olsa gerek, yavaşça “sen çok değiştin” demeleri, sonra kibarlaştırmak isteyerek “sakinleştin” demeleri, sana bir zamanlar histeri adını takmış insanın bile insanlara ne kadar ciddileştiğini söyleyip durması.. Durduğun gibi durduğun zaman insanların ciddi addettiğini farketmek...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ve şimdi devam etmek,<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Sıkıldım kedi seveceğim biraz...<o:p></o:p></span></div><!--EndFragment-->Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-86044694183639909202010-06-01T12:31:00.000+03:002010-06-01T12:31:10.572+03:00Yankılar<!--StartFragment--> <br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bütün olanlardan sonra kafayı toparlamak biraz zor ama tek bir cümleyle özetlemek gerekirse ben dün dinin milliyetten daha önemli olduğunu gördüm.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">İsrail yaptı, yine kabağı bizim başımıza patlattın diyorsunuz belki de ama dün ben bir kez daha insanların kendini belki haklıyken nasıl da haksız yere düşürebildiğini gördüm.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">31 Mayıs 2010 günü Taksim’de yapılan protesto gösterilerinde tek bir Türk bayrağı yoktu. Keza İskenderun’da öldürülen “Türk” askerler de kimsenin umrunda değildi. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Beni teknik detaylar çok ilgilendirmiyor açıkçası, yok İsrail şu limana değil bu limana yanaş demiş de yok bilmem ne... Kardakla ilgili teknik detayları kim hatırlıyor? Popülist yaftası yapıştırılan Yılmaz Özdil çok güzel yazmış <a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14895528.asp?yazarid=249&gid=61">bugünkü yazısı</a>nda ve belki de sırf bu yazı yüzünden izleyici kitlesinin yarısını kaybetmeyi göze alarak... Ya gerçekten sapla saman ayıramıyorlar, ya da aslında her şeyi çok iyi ayırıyorlar da böyle kullanmak işlerine geliyor. Dediğim gibi artık kimsenin Türklük umrunda olmadığı için, ortak değer olarak türklüğü paylaştığı kişiler de umrunda değil. Müslüman mısın değil misin, tek soru bu. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Çok yakında kimlik tanımı sorularına “Türküm” diye cevap veren bir avuç insan kalacağız. Hatta biraz melankolik biraz buruk bir gülümsemeyle bakacaklar yüzümüze, aynı geçen yaz tanıştığım, ısrarla “ben çekoslavakyalıyım, çekoslavakya’da doğdum ve benim için seçim yapmak mümkün bile değil” diyen kadına benim baktığım gibi...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHuqGrIijx22WZ11c30PzHMPHqfOO7OcgQmcZnutf1P538NBYNLx-A8Hm-wcSc7uGBmSYLpfs2IegDbELeSCPNh6qvPP8fl078ZhpZe4f_oVlRcOY7AIllf42WBKucg9aAl8V1NJBtEEI/s1600/27780_10150185786870694_633790693_12790297_2636018_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHuqGrIijx22WZ11c30PzHMPHqfOO7OcgQmcZnutf1P538NBYNLx-A8Hm-wcSc7uGBmSYLpfs2IegDbELeSCPNh6qvPP8fl078ZhpZe4f_oVlRcOY7AIllf42WBKucg9aAl8V1NJBtEEI/s400/27780_10150185786870694_633790693_12790297_2636018_n.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal">ve ben dün malesef yeniden <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/6-7_Eyl%C3%BCl_Olaylar%C4%B1">6-7 Eylül</a> potansiyeli gördüm. Fundamental ırkçılığın esas olduğu ülkemde 55 senede bir arpa boyu yol katetmekten bahsetmek ne yazık ki mümkün değil.</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal">Etrafta duyuyorum işte "Hitler hepsini öldüremedi kalanlar bunları yapıyor" falan filan. O yere göğe sığdıramadığınız Naziler 20 sene önce de Türkleri öldürdü, kimse hatırlamıyor galiba. Aa pardon Türkler kimsenin umrunda değildi, unutmuşum...</div><!--EndFragment-->Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-82819977709744522062010-05-22T17:13:00.002+03:002010-06-21T02:07:19.520+03:00Robin Hood<div class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="http://www.imdb.com/title/tt0955308/">Robin Hood</a> filmini şahsen çok beğendim. Akşamında da History Channel’da filmin yönetmeni Ridley Scott’un ve başrol oyuncusu Russell Crowe’un (aynı zamanda yapımcılar arasında) Robin Hood efsanesi hakkındaki açıklamalarına denk geldim. İyi ki de filmi izledikten sonra denk gelmişim çünkü –hayatı boyunca derse girmeden önce o gün işlenecek konuları okumamış biri olarak- insan filmi izlemeden çok merak etmiyor. Aynı şekilde daha önce görmediğim bir yere giderken de çok bir şey bilmeden gidiyorum, dönünce merak edip okuyorum. Aslında o yüzden heryere 2 kere gitmek lazım hihi </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span><span lang="TR"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Wingdings;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Filme dönecek olursak, aslında History Channel’daki programda belirtildiği gibi, Robin Hood’un gerçekten yaşayıp yaşamadığı bile bilinmiyor ama yaşadıysa da 1150-1250 yılları arasında olduğu varsayılıyor. Robin Hood vardıysa filmde öngörüldüğü gibi en çok 1199-1215 yılları arasına yakıştığı da bir gerçek. 1199’da İngiltere’de <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/John_of_England">John’un</a> kral olarak başa geçmesiyle tam anlamıyla bir tiranlık hakim oluyor ve 1215 yılında <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Magna_Carta">Magna Carta</a> imzalanana kadar bu devam ediyor. Robin Hood karakterinin ya da efsanesinin doğuşu için en elverişli şartlar söz konusu kısacası. Filmde de Robin Hood’un nasıl Robin Hood olduğu anlatılıyor zaten, klasik anlatışın bir başka versiyonundansa bu yaklaşım benim çok daha fazla hoşuma gitti. Yoksa Robin Hood’un hırsızlık yapmasına rağmen sevilmesi ve çok iyi ok atması falan anaokuldan hallice...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Wikipedia’da yer alan bilgilere göre de Kral John zaten en çok Robin Hood’un düşmanı olarak ve Magna Carta’yı imzalamak zorunda kalışıyla biliniyor. Lakabı da yumuşakkılıç. Zaten filmdeki gibi komedi unsuru olacak kadar kötü savaşıyorsa savaşta ölmemiş olması bile bir mucize...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Dönem filmi yapmanın en zor yönlerinden birinin dili nasıl kullanacağına karar vermek olduğunu düşünüyorum. 1200lerde kullanılan ingilizceyi (Shakespeare’den bile eski) kimsenin anlamayacağını düşündüklerinden olsa gerek tamamen güncel bir dil kullanılıyordu. 150 yıl sonra başlayan yüzyıl savaşlarındaki etkileşimler sonucu ingilizceye yerleşen latin kökenli kelimelere bile bütün halk hakimdi. Aristokratların hakim olması şaşırtıcı olmazdı çünkü o yıllarda İngiltere’de sarayın dili fransızcaydı. Hatta John’dan önceki kral olan <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Richard_I_of_England">Richard</a> doğru düzgün ingilizce dahi bilmezmiş (lakabı bile fransızca; coeur de lion –lionheart-) ve İngiltere’nin şuanki topraklarında hemen hemen hiç bulunmamış, hep Fransa topraklarında fethettiği yerlerde yaşamış (hatta filmde tabii ki yer almıyor ama laf aramızda sevmezmiş de "ada"'yı, yağmur çamur hoşuna gitmiyordu demek adamcağızın.)<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Fransızların da 800 senedir aynı şekilde küfrettiğini düşünmek bile komik. Ama belki çok temele yerleşmiş gündelik kelimeler uzun süre geçerliliğini koruyor olabilir. Çünkü ben Atina’da 2 yaşlı adamın kavgasına şahit olmuştum ve biri ötekini itip, "siktir git" demişti. Rehbere sorduğumda bazı türkçe küfürlerin hala kullanıldığını söylemişti (daha çok yaşlılar tarafından.) Ama demek ki biz 100 küsur sene önce de onu kullanıyormuşuz ki Yunanlara da geçmiş. Yoksa dil o kadar değişen bir şey ki, değil küfürler kavramlar bile değişiyor, eskinin yazılmak'ı şimdi yazmak. çıkmak'a da yeni bir isim koyduklarında bizden sonraki jenerasyon bizle dalga geçebilir.</span><br />
<br />
<span lang="TR">Aynı şekilde, size zamanında yabancı dilden geçmiş bir kelimeyi o yabancı ülkede kullanırsanız da alay konusu olabilirsiniz. Mesela biz komodin kelimesini hala kullanmamıza rağmen ve tdk arattığınızda kelimenin <a href="http://tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=komodin">orijinal yazılışını</a> bile vermesine rağmen, Fransa'da komodin dediğiniz zaman gülerler hatta Fransızca öğretmeni öyle bir kelimenin olmadığını iddia eder. Aynı şekilde Arap arkadaşınızla konuşurken mecburen dediğinizde gülümser, mucberen der. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şu dil ve diller arası etkileşimi ilginç bulduğum kadar <a href="http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=at%20yarra%C4%9F%C4%B1%20borsas%C4%B1">borsayı</a> falan ilginç bulsaydım, gideceğim yere tahterevalliyle giderdim ayrı mesele...<o:p></o:p></span><br />
<br />
*Bu arada borsa için verdiğim linki okuyun, ben kahkahalarla gülmüştüm. hem hakikaten açıklayıcı :)</div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-73648656185303328442010-05-16T23:53:00.003+03:002010-05-20T21:32:45.471+03:00BursasporBugün caddedeydim. Açıkçası gitmeden önce baya endişelenmiştim ama yurtdışında yaşayan ve yeni evlenmiş bir arkadaşımı görmek için tek şansımdı.<br />
<br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Bu arada arkadaşım yarı Türk yarı Suudi Arabistanlı. Çok başarılı, hep öyleydi. Kocası da çok tatlı bir çocuk, diplomat bir ailenin oğluymuş aynı zamanda. Arkadaşlarımızdan hiç farkı olmayan, çok şeker bir çift ama benim bu durumda aklımı kurcalayan çok şey var. Birbirlerini çok sevdikleri her hallerinden belli ama tutup çocuk günün birinde 2. eşi almaya karar verirse, bu nasıl oluyor? Sonuçta ülkenin kültürü de hukuku da bu, alabilir, hatta almazsa fakir sanıyorlar falan evet ama kız da bir yandan Türk mantalitesiyle yetişti. (Gerçi sadece Türk vatandaşı olması durumunda üstüne kuma alınamaması yönünde yeni bir yasa çıktığını söylemişti birkaç ay önce tanıştığım Suudi Arap nişanlısı olan Türk bir kız ama doğruluğunu araştırmadım) Yine de öyle bir durum olma ihtimalinde tutup orada boşanma davası bile açamıyor. Neyse felaket tellallığı yapmayayım ve bu durum benim kuruntum olarak boş yere endişelendiğim şeklinde kalsın.-<o:p></o:p></span><br />
<br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Öteki konumuz final maçı </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span><span lang="TR"> Belirtmem gerekir ki ben daha GS falan bile şampiyonluk yarışında havlu atmamışken (fii tarihinden bahsediyorum yani hehe) Bursa şampiyon olsun istiyordum. (Hatta Bursa maçında keşke yatsalardı diye düşünmüştüm.) Romantik sebepler: Trabzon hariç ilk defa bir Anadolu takımı falan filan...<o:p></o:p></span><br />
<br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ama yine de Fenerliler malzeme verdi mi tam veriyor </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span><span lang="TR"> Daha önce son maçta şampiyonluğu kaçırmışsın, yani lanetli bir durumun var bu bir, oynadığın takıma daha 2 hafta önce yenilmişsin, yani yenileceğini garantilemese bile sallantıda bir maç olacağını garantileyecek bir durum söz konusu bu iki, niye kutlamaya başlarsın maç başlamadan tey tey </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span><span lang="TR"> Bu arada daha önce bu konulara hiç değinmemiş olmamdan anlaşılıyordur ki ben futbolla hiç alakadar değilim, hatta yüzme dışında hiçbir sporla alakadar değilim, babam maçlara götürürdü ama ayakta durmaya üşenirdim izlemezdim bile (Kopenhag maçı hariç öhöm öhöm.)</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">İnsanı gülümseten görüntüler de vardı, insanların maçın yayınlandığı kafelerin önündeki otobüs duraklarının üstünde oturup maçı izlemeleri gibi </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span><span lang="TR"> Hatta 2 çocuk caddebostanda taa karşı kaldırımda oturmuş izliyorlardı, biri saf saf beyazlar biziz di mi diyordu, belki mahsus rahat sevinebilmek için orda oturmuşlardır </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-51694102763938603622010-05-10T14:59:00.005+03:002010-06-01T13:10:42.379+03:00Baykal'ın istifasıBaykal’ın istifasının ardından ilk şok atlatıldıktan sonra, bak gidiyor ama AKP’yi de beraberinde götürüyor, mağduru oynamak için mahsus yapıyor, çok istediler geri geldim diyecek, son hamlesinde dahi AKP’den oy tırtıklıyor fikirleri havada uçuşsa da bildiğim tek bir şey var ki Türk halkı zinaya prim vermez. AKP’yi ayıplar çok çok, ama Baykal intihar komandosu da olsa harakiri de yapsa bu CHP’ye oy olarak dönmez, hele ki AKP seçmeninden... Bekarları kolay kolay meclise bile sokmayan bir halktan bahsediyoruz, her şey izlenim, her şey dışardan nasıl gözüktüğün... Evli ol da ne yaparsan yap, nitekim istisnasız hepsi öyle yapıyor. İşte arada bir de böyle şeyler oluyor...<br />
<br />
1 ay sonra gelen edit: Nitekim Tayyip'ten ahlak dersi gecikmedi. Hatta mizah dergilerinden biri de çok güzel bir şekilde kapağına taşıdı bu ahlak dersini, elini beline koymuş bir kenar mahalle kadınına "Biz orda anayasayla uğraşırken sen kim bilir neler yapıyordun 'aaannıııımmmmm" dedirterek...<br />
<br />
O kapağın görüntüsünü bulamadım ama aşağıdakine günlerce güldüm :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7ALknqooIa-WEhU2SfP1V9TYRwDK0WBwu9846D8kSk0HQ2JnrPIjrMOAFjntvVuCQ6coqA6rhK-Jo-JPuNtEpVZ0J55wDr7tm99YRJwr0Mxmwtps2QgTEasDyR94Wq44q8CMnf2j6RVY/s1600/penguen+399.widec.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7ALknqooIa-WEhU2SfP1V9TYRwDK0WBwu9846D8kSk0HQ2JnrPIjrMOAFjntvVuCQ6coqA6rhK-Jo-JPuNtEpVZ0J55wDr7tm99YRJwr0Mxmwtps2QgTEasDyR94Wq44q8CMnf2j6RVY/s400/penguen+399.widec.jpg" width="316" /></a></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-56618993310448770962010-05-09T19:30:00.001+03:002010-05-10T00:29:09.553+03:00Çeyrek Yaşam Krizi<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Konu artık 3-5 kilo verirsem, bak o zaman mutlu olacağım meselesi değil... (o 5 kilo verilmiyor zaten :) </span><span lang="TR">)<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir erkek arkadaşım olursa mutlu olacağım meselesi de değil. Her ne kadar <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Quarterlife_crisis">çeyrek yaşam krizi</a> denilen şeyde <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Involuntary_celibacy">gönülsüz bekarlığın</a> büyük rol oynadığı söylense de durum bununla da sınırlı değil.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Konu, bütün yaşadıklarının adının konulmuş olmasına, gerekçeleriyle belirtileriyle neden ve nasıl etkilediğiyle her şeyi biliniyor olmasına rağmen bundan nasıl etkilendiğin...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Adı; çeyrek yaşam krizi. Okuldan yeni çıkan ve hayatın gerçekleriyle karşılaşan insanları kapsıyor. gerekçeleri maddeler halinde o kadar kesin hatlarla belirtilmiş ki, netliği bile sinir bozuyor.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Aslında hayatın ileri safhalarında da karşılaşılabilecek sorunlar... işinden memnuniyetsizlik, yalnızlık, ekonomik stres, başarılarını yetersiz görmek... Ama bunun adının çeyrek yaşam krizi olarak anılmasının sebebi, sorunların ileri yaşlarda da karşılaşılabilecek nitelikte olmalarına rağmen, şu anda, hepsinin, aynı anda, biri ardına öteki şeklinde karşına çıkmasıdır.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Teker teker gelin diyemiyorsun. Alışık olduğun gibi hayal dünyana da kaçamıyorsun. Şu ana kadar karşılaşılan problemler sen hayal dünyanda oyalanırken kendiliğinden çözülürdü. Çünkü zaten senin çözebileceğin şeyler olmazdı, söz sahibi olmazdın. Annen, baban ya da her neyse, sana yansırdı tabii ama başkasının problemi olurlardı ve sen istesen de karışamayacağın için bir süre sonra bir bakardın ki çözülmüş.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Artık öyle değil. Şimdi hayal dünyana kaçıyorsun, internette ne bulursan okuyorsun, yakışıklı bir çocuk kestiriyorsun gözüne, biraz daha hayal kuruyorsun, dönüp bir bakıyorsun, sorun olduğu gibi yerinde duruyor. Hatta olduğu gibi de değil, daha da büyümüş bir şekilde. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">İnsanlarla konuşuyorsun, arkadaş grubunun en pozitifi olarak bilinen insanının da, paratoner gibi bütün negatiflikleri üstüne çeken insanının da seninle birebir aynı süreçten geçtiğini görüyorsun. Ama işte adını da bilsen, yaşadıklarının birebir aynısını hatta daha ağırını yaşayan milyon örnek de bulsan, bu seni bir nebze olsun rahatlatmıyor.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Önceki nesiller bizden çok memnunlarmış, hatta bizi gıptayla izliyorlarmış. En önemli meslek olarak kendimizi görüyormuşuz. Kendimizi dinlemek ve anlamak taviz veremeyeceğimiz tek şeymiş. Bir şekilde kişiliğimizi yansıtmanın yolunu mutlaka buluyormuşuz.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Peki hepimizin yetenekli olduğunu kim söyledi? <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Mutsuz olduğumuz şeyle yetinmiyoruz, aferin bize. Peki sorgularken mutlu olacağımızın garantisi var mı?<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ben sorgulayarak, okuduğum branşı icra eden asla onlardan biri olmayı istemediğim insanları görerek, her şeyden, en önemlisi gerçeklerden uzaklaşırken bütün bunların bana ne faydası olacak?<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kendimizi ifade edebiliyoruz, ne mutlu bize. Kendini ifade ede ede öldü derler.</span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-39458663710676291942010-04-25T23:04:00.000+03:002010-04-25T23:04:33.944+03:00Reklam dediğin :)<!--StartFragment--> <br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yaratıcılık sınır tanımıyor tabii. Ah bir de kanunlar olmasa...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhba3bdd4I3RJ2j-QPC8hT892unLRDdCzRGZPSJE8V5jbTLVaJihBuVPfQpUcYkR2pM0xp31szi7aGlYYoOhWjpH4qxvzz2KmrISA_RTrzmrahKVXKSpS3Vfbrfj3Vlmel4Rq0b5CTgsPc/s1600/givency_ange_ou_demon.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhba3bdd4I3RJ2j-QPC8hT892unLRDdCzRGZPSJE8V5jbTLVaJihBuVPfQpUcYkR2pM0xp31szi7aGlYYoOhWjpH4qxvzz2KmrISA_RTrzmrahKVXKSpS3Vfbrfj3Vlmel4Rq0b5CTgsPc/s320/givency_ange_ou_demon.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Lefkoşa’da bir ayakkabı mağazasının camında Uma Thurman’lı bu ange ou demon reklamı vardı. Adam parfüm şişesini ve kadının eteğini silmiş, yerine Thurman’ın ayak hizasına kendi ayakkabılarını sıralamış. İşte budur :))) <o:p></o:p></span></div><!--EndFragment-->Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-48340847699278837782010-04-25T22:48:00.001+03:002010-04-25T22:49:16.500+03:00MasalBir gün bir hikaye duymuştum. Şöyle başlıyordu;<br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Evvel zaman içinde kalbur saman içinde güzeller güzeli bir kız yaşarmış. Bu kız aynı zamanda padişahın kızı olduğundan görkemli bir sarayın içinde yaşarmış.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Şaşırmayın o zamanlar estetik falan olmadığından padişah kızları çirkin de olabiliyor-<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Her neyse bu kız güzel olduğu kadar da kendini beğenmiş imiş. Kendisine talip olan nicelerini, onun orası eğri, bunun burası büğrü diyerek reddediyormuş.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Bu da güzel kızların, yerli yersiz kapris yaptığı “gerçeği.” Bilmiyor musunuz? Güzel kızlar saçmalar mütemadiyen-<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sonra kız güzelliği solup da talipleri birer birer yok olup gidince, yaşlı ve çirkin bir erkekle evlenmek zorunda kalmış.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Bir defa bu kız tut ki hakkaten yaptığı bütün her şeyi sadece şımarıklık adına yaptı, bir şeye güveniyordu da bu kadar şımarabildi. Nitekim bu güvendiği şey babasıydı, babası onu gençliğinde o kadar şımartıyordu, kızının bütün kaprislerini görmezden geliyordu, hikayeni anlatanın inancına göre onu mutlu edecek adayların hepsini bir bir harcıyordu da hiç mi alıp kızı karşısına konuşmadı. Ha madem konuşmadı, kızım değil mi işesin (bkz. <a href="http://www.youtube.com/watch?v=92dyDj-iqmo">Cem Yılmaz, erkek çocukları, iran halısı trio</a> ) mantalitesindeydi, nasıl sonra yaşlı ve çirkin bir adamla evlendirebildi. Kız kurusu olarak oturtsaydı sarayda. Belki adamı devirdiler demeyin, ben de o zaman talipler kralın kızıyla evlenmiş olmak için mi kızı istiyorlardı hem para hem güç derim, olmaz. Nitekim bu hikayelerde güç, para, taht kavgası falan olmaz, olursa da çeşni olur. Taht kavgası deyince aklıma <a href="http://www.imdb.com/title/tt0110357/">Lion King</a> geldi ama ona laf yok </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span><span lang="TR">-<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Neyse devam ediyorum. Makul bir sürenin ardından bu eski taliplerden biri merak ediyor, bu kız ne yapar ne eder diye. Bu kimseleri beğenemeyen kız en sonunda kiminle evlendi göreyim istiyor. (hikaye anlatıcısının hikayede kendini bu şahısla özdeşleştirdiğine dair güçlü tezim var, az sonra) <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Köye gittiğinde sorunca söylüyorlar evlendiği şahsı, nasıl olur diye küçük dilini yutuyor ve kızın evine yollanıyor.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kızın kapısını çalıyor, iş bu ya kocası evde değil. Soruyor kıza.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kız bunu arka bahçeye çağırıyor. Arka bahçe S şeklinde bir gül bahçesi. Kız adama dönüyor diyor ki; bu bahçede yürümeye başla, istediğin kadar vakit geçirebilirsin, bana bu bahçedeki en güzel gülü getirmeni istiyorum. Ama unutma tek kural var, asla arkana bakamazsın, geri dönemezsin.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Adam yürümeye başlıyor, bir gül görüyor, evet bu çok güzel, koparıyor onu, yok ilerdeki daha güzelmiş galiba deyip atıyor elinden, ama ötekinin yanına vardığında ışık oyunu olduğunu görüyor, o kadar da güzel değilmiş. Derken bir bakıyor bahçenin sonuna gelmiş. Ve bahçenin sonundaki solgun gülü almak zorunda kalıyor. Kendini bahçenin sonunda bekleyen kıza veriyor soluk gülü.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Gördün mü diyor kız, ben de işte taliplerime öyle yaptım sonunda soluk adama kaldım.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Normalde “ders veren” cümle olduğu için bu kızın lafı aslında uzun uzun dehşetengiz bir şekilde anlatılıyor ki, dinleyici küçük kızın pırpır atan yüreği korkuyla büzüşsün, bak onun başına gelmiş ama sen bu hikayeden ders çıkar tonlamasıyla kız kendini şanslı sansın.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şimdi falsonun bini bir para,<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu hikaye, kızın kendini uğraştırmasını istemeyen üşengeç erkeğin, kızın yüreğine bak ayağını denk al, karşına çıkan en iyi talip ben olabilirim, sonra benden de kötüsüne kalırsın korkusunu daha küçükten salmaktır. Sokakta, ilik gibi kızların yanında eciş bücüş erkekler görmemizi o kızların küçükken bu hikayeye maruz kalmış oluşuyla açıklayabiliriz.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu kızlar hiçbir şeyi sorgulamasın, aman bunu da bulduğumuza şükür diye kendilerini kapışsın ister bu erkekler. Bu kızların arasında ilerde şöyle diyaloglar geçmesini isterler;<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Ya benimkinin pipisi sağa mı çekiyor ne?<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Sus sus boşver, ya hiç kalkmasaydı.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yani kız güzeller güzeli olacak ama hiç bir şeyi sorgulamayacak, ilerde bunu da bulamam kaygısıyla kendisini kapışacak.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yalnız şöyle bir şey var, hikaye kendi kazdığı kuyuya kendi düşüyor. Şimdi gerçekçi olalım, eğer kız hakikaten istediği her gülü “tutabilmiş” olsa, daha iyisini bulmadan “elindekini” bırakmazdı.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Nihahahahahaha<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Acımasız ama gerçek. Korkutmak istemem ama tek bir hikaye anlatmakla bitmiyor iş malesef. Yani seni yanında dolaştıran kız sorgulamadığından değil, daha iyisi çıkana kadar vakit öldüreyim diye seninle olabilir haberin olsun. Sen hızlı çıkar, kıza kız ne olduğu anlayamadan nikah basar 3 de çocuk yapıp hiçbir yere kımıldayamaz hale getirirsen bilemem tabi. Ama o kız senin aşık olduğun kız mı olur, o da tartışılır.<o:p></o:p></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-22094135719370490812010-04-25T16:02:00.002+03:002010-04-25T16:08:03.198+03:00Çarpıcı başlık<div class="MsoNormal"><span lang="TR">“Aklım kalacağına param kalsın.” İlginç bir bakış açısı, değil mi? Bu tabiri ilk defa duydum. Hoş hepsi dönüp dolaşıp, mezara mı götüreceğiz‘e bağlanıyor, çok da ilginç değil. Ben mesela varyemez amca değilim ama (bu arada varyemez’in var ama yemez anlamına geldiğini 2 sene önce farkettim, yorumsuzdur :)</span><span lang="TR"> ) tam tersi aklım kalınca döner alırım bir şeyi, gerçekten beğendiğim ve parasını çıkaracağım anlamına gelir çünkü. 2 mağaza sonra bir şeyi daha çok beğenirsem ama o ilk gördüğümü almış bulunursam üzüntüden kalbime inebilir.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Küçükken de bana yeni bir şey aldıklarında sinirlenirmişim, uzun bir süre alınanın yüzüne bakmazmışım. Hatta bir keresinde babama alma dediğim halde bana ayakkabı alınca (bak sen kendini bilmeze!) çok sinirlenip, torbayı elinden alıp, geri dönüp mağazanın içine fırlatmışım. Babam dayanamayıp bir tane patlatmış popoma. Düşünsene tek bir çocuğun var, özeniyorsun giydireyim diye, hem bütün şevkini kırıyor hem de seni herkese rezil ediyor. Tam dayaklık.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Annem mahsus sorarmış, “Kızım alayım mı sana?” diye. “İstemem anneciğim, paramız cebimizde kalsın” dermişim. </span><br />
<span lang="TR">5 yaş civarındayken, bir gün durup dururken anneme sormuşum, “Anne, bu yahudiler nerede bulunur?”<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bilmeyeniniz varsa, doğru cevap: Pazarda. Ha bu mevsimde güzel domates nerede bulunur, ha bu yahudiler nerede bulunur...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Annem şaşırmış, “Niye sordun, ne yapacaksın yahudileri?”<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-“Ben onlardan para nasıl kazanılır, nasıl harcanmaz sorup öğreneceğim.”<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Komik :)</span><br />
<br />
<span lang="TR">Ama din nedir onu bile bilmezken, birden bire sorulacak soru değil tabii...</span><br />
<span lang="TR">Çocuklar dinlemez sıkılır diyeceğiniz şeyleri, merak edip dinliyorlar. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Benim dinlediğim insanlar da stereotiplemelerden öteye gidememişler gerçi ama en azından ırkçı değillermiş. Küçücük yaşta hayvanlara ve kendinden herhangi bir yönden ayrışan bütün insanlara karşı nefret besleyen insan müsveddelerini görerek büyüyen zavallı çocuklar da var. Doğrusunun o olduğunu zannediyorlar. <a href="http://www.youtube.com/watch?v=KHi2dxSf9hw">Children see children do</a>. Yüreklerinde o nefreti taşıyarak büyüyorlar.<o:p></o:p></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-8542094313908092222010-04-23T16:26:00.001+03:002010-04-23T16:27:27.640+03:0023 Nisan<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Hayatında ilk defa deniz sezonunu bu kadar erken açıp, 23 Nisan’da denize girince neşe de doluyor insan haliyle :)</span><span lang="TR"> Denizde bir ben vardım, bir de yabancılarla, hiçbir şeyde engel tanımayan çocuklar. 23 Nisan diye çocuklara yağ çekmiyorum, hakikaten çocuklardaki gözü karalık kolay kolay hiçbir büyükte olmuyor, o yüzden mıymıy çocuk hiç sevmem mesela. Bende işte bir denizde falan engel tanımam, serde yengeçlik var ne de olsa :)</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Neyse efenim, ulus olarak hiçbir şeye egemen falan olduğumuzu düşünmediğim için çocuk bayramınızı kutlamak ve sizi çocuklar gibi spontane, gözü kara ve kararlı görmek isterim :)</span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-39462436601175807272010-04-23T12:46:00.000+03:002010-04-23T12:46:20.153+03:00Aseton<!--StartFragment--> <br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Adı aseton olarak yerleşmiş olmasına rağmen aseton çok zararlı bir maddeymiş. Tırnakları kurutuyormuş, inceltiyormuş, zayıflatıyormuş ayrıca cilde de zararlıymış. Bütün bunları geçen sene sephora’da acetone-free oje çıkarıcı gördükten sonra, onca sene aseton dediğimiz şey nasıl acetone-free üretilebilir diye merak edip araştırdıktan sonra bulmuştum. İnce ve sürekli kırılan tırnaklara sahip olduğu için normalin 3 katı para verip medikal bir yerde maniküre giden bir arkadaşım bile aseton kullanıyordu. Söylemiş olsalardı kullanmazdı diye düşünüyorum. Ben oje pek kullanmıyorum ama sık kullananlar için önemli olabilir düşüncesindeyim. Ben otorite değilim tabii ki, belki de okuduklarım sadece pazarlama taktiğidir çünkü böyle de bir <a href="http://www.beautytech.com/celebqa/celebqa.cgi?answer=1053621109">link</a> buldum, ama bence en azından aa hakikaten önemli miymiş bu kadar diye araştırın, aman abartılmış derseniz aseton almaya devam edin, ne bileyim.<o:p></o:p></span></div><!--EndFragment-->Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-85714801809795176712010-04-23T12:05:00.001+03:002010-04-23T12:06:03.208+03:00Politically incorrect<div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Nedir bu UMP?<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Sarkozy’nin partisi.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Aa sahiden, nedir bunun açılımı? Geçen sene Polytechnique’de okumuş olan bir çocuğa da sormuştum bilememişti, sonra da çok hayıflanmıştı nasıl bilemem diye.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Doğrudur, ben de bilmiyorum, kimse bilmiyor. Ama kitapta yazıyordur. Bakalım. Union pour(for) un Mouvement Populaire imiş. Halbuki ben Union pour la Megalomanie de President sanıyordum :)</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Daha pazartesi Pascal'le aramızda geçen diyalog bu. Komik, di mi? Evet Pascal komik, kafadar, çok eğleniyoruz, her şey süper. Ama bir de bize espri malzemesi olmasının öbür yüzü var konunun. Ne de olsa hayat uzun vadede komedi de olsa, yakın planda trajedidir, Chaplin.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=14497212">Fransa’da yakın planda son gerçekleşen</a> ise komediye örnek teşkil etmekten baya uzak ne yazık ki... Lütfen önce linki okuyun sonra yazının devamını.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Adı üstünde politically incorrect yarışması. Yaratıcılığının sınırlarını zorlarken, beynine sansür koyamazsın ki, ne kadar ilginç örnekler çıkabilir koyarsan eğer? Ayrıca politically incorrect dedin mi en temel malzemeler ırk, dil, din ve bayraktır zaten. Eminim o yarışmaya Fransa’daki azınlıkların temalarını işleyen çalışmalarla da katılmıştır bir sürü kişi ama bunu gören azınlıklar bunun illa kişinin kendi fikri olması gerekmediğini sadece temaya güzel bir örnek teşkil ettiğini düşündüğü için o çalışmayla katıldığını, bu ikisinin arasındaki farkı görebilmişlerdir. Ama işte dünyanın neresinde olursan ol faşistlere laf anlatamazsın. Faşizmle milliyetçilik arasındaki farkı anlayamayan, örümcek beyinli, viral insan müsvetteleridir onlar çünkü... Jüri özel ödülü kazanmış çocuğu hapse tıktırmaktır yegane emelleri, gerekirse yasa değiştirerek... <o:p></o:p></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-9488263936640831222010-04-23T00:39:00.001+03:002010-04-23T00:41:20.437+03:00Kıbrıs<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ağustos böceklerinin sesi eşliğinde otel odasının balkonunda yazıyorum şu an, Kıbrıs’tayım. Aslında KKTC pasaportum olmasına rağmen hatırlayamayacağım kadar küçükken gelmişim en son. Bizimkiler Kıbrıs bizden önce AB’ye girerse diye düşünerek almışlar zamanında pasaportu*. Nitekim girdi Kıbrıs Cumhuriyeti AB’ye (Türkiye’nin kabul ettiği şekliyle Güney Kıbrıs) ama biz giremedik çünkü 74’ten sonra KKTC vatandaşlığı almış olanları onların tanımadığı bir dönemde girdiğin için yasak kapıdan girmiş saydıklarından, vatandaşlık vermiyorlarmış. Hatta annen baban onların Kıbrıslı saydığı biçimde(74’den önce) Kıbrıslıysa bile sen KKTC’de doğduysan yine vermiyorlarmış, normalde ebeveynden dolayı alma hakkın olmasına rağmen. O yüzden şimdi insanlar gidip Türkiye’de (Türkiye’yi tanıyorlar sonuçta) doğum yapıyorlarmış ve onun üstüne çocuklarına vatandaşlık talebinde bulunduklarında vatandaşlık vermek zorunda kalıyorlarmış, bununla ilgili birkaç dava kaybetmişler çünkü, formalite icabı başvurduktan sonra birkaç ay bekliyormuşsun sadece. Onların gözünde hukuken ölü doğmuş bir oluşumun offspringi olduğun için giriş çıkışı serbest bırakmış olmalarına rağmen bırak vatandaşlık almayı Güney’e bile sonradan edinilmiş pasaportla geçemiyorsun.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir de muallakta olan araziler var. Her iki tarafın da öteki tarafta kalmış gayrimenkulü varmış. Güney, ordaki Türk tapulu evlerde Rum oturtuyormuş ama istediğin zaman gel ev senindir diyormuş, dava açmaya kalkana da bilmemkaç senelik kirayı vermeyi teklif etmiş. Bizim tarafta durum pek böyle olmamış. Devlet Rum tapularını parselleyip parselleyip vatandaşa dağıtmış, Denktaş zamanında. “Hem böyle yaptılar hem uzlaşmaya çalışıyorlar, dolayısıyla da adamların elinde çok koz var” dedi konuştuğum adam. “Benim amcam sattı sattı yedi 20 sene çalışmadı. Böyle yapmayın bunları ilerde çocuklarınız ödeyecek dediğimde de bana güldüler. Ama biz olur da değişim yapılırsa diye dokunmadık verilen tapulara. Ben buradan arazi alacağım zaman da 3 kuruş fazla verdim türk arazisi aldım, ilerde sorun çıkma ihtimali yok en azından.” diye de ekledi.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Son olarak rumca Pontus Rumlardan gelen bir dilmiş, lazca bilen biri baya anlıyormuş. Zaten lazca çoğunlukla onun etkisi altında gelişmiş. Güneydeki insanlar da rum. Çoğu Osmanlı zamanında gelmişler Karadenizden. Anakaradakiler (Yunanlar) onları Helen Rum olarak görmüyorlarmış. Pontus rum ile aralarında sadece dil değil kültürel olarak da fark olduğunu düşünüyorlarmış. Ben bu kadar keskin bir ayrım olduğunu bilmiyordum açıkçası.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">*Sen KKTC pasaportu aldında ne oldu dersen, s</span><span lang="TR">adece harç pulu ödemiyorum yurtdışına çıkarken bir o avantajı var. Avrupa pasaportu edinene kadar o da bir şeydir :)</span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-10503688010965260592010-04-21T13:20:00.002+03:002010-04-22T09:36:01.755+03:00Eyjafjallajokul<span lang="TR"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Bugün derleme haberlerle karşınızdayım. Son birkaç gündür herkes gibi benim de en büyük eğlencelerimden biri İzlanda’daki yanardağ. İzlandalı olmayan kimsenin telaffuz edemediği yanardağ, sanal alemdeki herkese neşe kaynağı oldu :)</span></span></span><span lang="TR"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> İzlandalı bir adam doğrusunun nasıl okunduğunu başa koyup sonra spikerlerin nasıl telaffuz ettiğini gösteren derleme bir </span></span><a href="http://www.buzzfeed.com/mjs538/news-reporters-cant-pronounce-eyjafjallajku"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">video</span></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> yapmış ki</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> </span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">şahsen ben İzlandalıların okuyuşunu anlayamadım, harflerin çoğunu okumu</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">yor ve orda yazmayan harfler söylüyor falan... Bir yerden tanıdık geldi gerçi (mademoiselle->matmazel)</span></span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span><br />
<div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Adına </span></span><a href="http://twitter.com/Eyjafjallajokul"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">twitter hesabı</span></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> da açmışlar, postlarından biri “</span></span></span><span style="color: #333333;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Oh, for chrissakes ... Just call me "Jake.” Hala daha durup durup gülüyorum.</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></span></div><div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="color: #333333;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span> </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Youtube’daki linkin altında yazdığına göre de CNN’in meteorolojisti Chad Myers, “nasıl telaffuz edildiğini bilmediğim için ona E15 diyeceğim.” demiş.</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></span></div><div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Ekşisözlükte de baya popüler; potansiyel IKEA kanepe ismi falan yazmışlar. :)</span></span></span><span lang="TR"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> İzlanda baya mesafeli bir ülke olduğundan, izlandaca da kendince büyüyüp serpilmiştir herhalde ama az buçuk bir etki aldıysa da bu nispeten yakın Baltık arkadaşları olabilir diye düşünüyorum. İsveççeyi de çağrıştırmıyor değil.</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></span></div><div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Son olarak island mountain glacier demekmiş. Google translator “benim adım ahmet”i “my name is john” olarak çevirdiğinden beri, sağlamasını yapar oldum.</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><o:p></o:p></span></span></span></div><div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><br />
</span></span></div><div class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">P.S: İsmi falan komik ama şaka maka hava trafiğini felç etti. bir yere gidecek olsam, tatilim olsa falan sinirlenirdim herhalde ama şuan tuzum kuru. Üstüne üstlük 1 haftadır uçak uçmadığı için karbon salınımını azaltmış, daha ne!</span></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-30046832477154009112010-04-21T11:43:00.001+03:002010-04-22T09:37:13.208+03:00briefing<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ajansın en sevdiğim özelliklerinden biri herkesle konuşacak bir sürü konu bulunması. Herkes dolu, herkes komik ve neşeli ve en önemlisi kimse kasıntı değil. Kimse ay dur şu stajyere biraz mesafeli durayım, tavır takınayım ki haddini yerini bilsin halet-i ruhiyesinde değil.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Pazartesi günü bir markanın imaj kampanyası için bilgilendirme alıyorduk. Gördüğüm en kalabalık briefti. Gelen geçen bile neler oluyor burada diye bakıyordu. Kalabalık oluşuna değiniş sebebim, yani istense gayet cıvımaya müsait bir ortam oluşuydu çünkü 3 kişi bile bir araya gelse kahkahalar kopuyor. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Reklamlarda yasa gereği rakip firmaların adının kullanılamaması malumunuz. Haksız rekabet çerçevesine girilmemesi zorunluluğundan ötürü. Bunu bilen kreatif ekibin başındaki çocuk sordu, dedi ki; olumsuz bir şekilde kullanmasam sadece vereceğim örnekte hiçbir yorumda bulunmadan adını geçirsem onu da mı yapamıyorum? Briefi veren cevap verdi; “İstersen -“rakipfirmanınadı” t...klarını yiyeyim- bile diyecek olsan yine de adını geçiremiyorsun.” Herkes koptu, benim gülmekten nefesim tıkandı. Ama işte gerektiğinde sonuna kadar ciddi olmayı da biliyorlar, nitekim 10 saniye sonra herkes susmuştu ve gayet ciddi bir şekilde briefin gerisini dinliyordu. Bu dengeyi tutturabilmek zor bir şey olsa gerek diye düşünüyorum. Helal olsun.<o:p></o:p></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-74538083478773911902010-04-21T11:22:00.001+03:002010-04-21T11:25:01.484+03:00na na na inspector gadget<span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; font-family: arial; font-size: 13px;"></span><br />
<span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; font-family: arial; font-size: 13px;"><div>kendi yazdığım slogandan kendim korkuyorum. geçenlerde de rüyamda insanları rehin almıştım. bu sahiplenicilik nereye kadar bilemiyorum. ilerde birgün çocuğum olursa sinir krizleri geçirir herhalde anne nolur bırak da bir nefes alıyım diye. gerçi benim hafiyelik yetilerimde gelişmiş, kesin dedektif clouseau misali takılırım çocuğun peşine hehe. en az onun kadar sakar olduğum için clouseau* geldi aklıma. (btw fransızcada sakar, maladroit demekmiş yani "sağda kötü" grrr) anne ne kadar baskıcı olursa çocuk büyüyüp anne olduğunda o kadar serbest olur derler. aynı zamanda anne serbestse de çocuk ilerde baskıcı. benim annem bu kadar rahat bir insan olduğu için ben böyle sahiplenicilik örneklerini şimdiden gösteriyorum sanırsam. nitekim annemi zamanında babası otobüse bindirirmiş o arkadan inermiş hehe. hoş bunların hepsi şaka, ben öyle bir durumda çocukta aklım kalsa bile kendimi dizginlemek için müthiş bir efor sarfederim çünkü baskıcı bir ailede yetişmiş bir insanın, bu baskıcı ortamdan kurtulur kurtulmaz nasıl bir zincirinden boşanmışlık örneği sergilediğini geçen sene 5 ay boyunca yakınen gözlemledim. gerçi ben kendimde ciddi bir evlen(e)memiş milyon kedili deli kadın potansiyeli gördüğüm için çocuğu nasıl büyütürüm diye dertlenmesem de olur :)</div><div><br />
</div><div></div><div>*bu arada sanırım ekşisözlükte okumuştum, <a href="http://www.youtube.com/watch?v=SXn2QVipK2o">bu rolüyle</a> peter sellers ingiliz olmasına rağmen en iyi fransız oyuncu ödülü almış :) "i accept the şalanj!" zaten filmin yeniden çevriminde steve martin'in fransız aksanıyla i want an hamburger demek için ders aldığı <a href="http://www.youtube.com/watch?v=9q_aXttJduk">sahne</a> de facebookta uzun süre paylaşılmıştı.</div></span>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-39584306259108672762010-04-10T20:33:00.001+03:002010-04-10T20:35:40.692+03:00pot kırmak<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Gerildiğim anlarda pot kırmak en büyük korkularımdan biridir ve tabii ki Murphy yasaları uyarınca korkulan başa gelecektir. Nitekim, 2 sene önce Mervem vefat ettiğinde onun annesi ve babasıyla konuşurken yanlış bir şey söylememek için o kadar çok geriliyordum ki, o potu kırmam kaçınılmazdı. <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Merve vefat edeli 2 ay olmuştu, onun anısına yarış düzenlenmişti, kurbağacı olduğu için yarış da 50 metre kurbağaydı ve ben 2. olmuştum. Aslında yüzdüğüm derece eskiden 200 metre karışıkta, kelebek ve sırttan sonra yorulmuş bir halde yüzdüğüm kurbağadan bile kötü bir dereceydi ama zaten yarışa giren hepimiz yüzmeyi bırakalı çok olmuştu ve ben uzun mesafe serbestçilerin karşısında karışıkçı olmuş olan biri olarak daha avantajlıydım falan filan. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal">Yarıştan sonra Merve’nin annesi beni tebrik edip, “bak hala ne kadar iyi yüzüyorsun” dediğinde tabii ki sakin sakin bunları açıklayamamıştım, stresten ter basmaya başlamıştı ve yaklaşan tehlikeyi bertaraf etmeye yönelik olan cılız çabamla “bizden geçti artık” demiştim. Bu cümle başka bir yerde başka bir zaman olsa işe yarayabilirdi, ben de ezberden oynamıştım ama durumun şartlarını değerlendirmediğim için kendimi nasıl bir girdapın içine çektiğimi farkedememiştim. Bu sıradan bir durum değildi, konuştuğum insan 2 ay önce 20 yaşındaki biricik evladını kaybetmişti ve insanların hayatlarında hiçbir şeyi ertelemelerini ya da pas geçmelerini istemiyordu, hele bir başka 20 yaşındaki insandan “bizden geçti artık” gibi bir cümle duymak hiç istemiyordu. (Belki de en tahammül edemeyeceği şeydi, nasıl ben “aa çocuk varken boşanılmaz” lafına tahammül edemiyorsam) o yüzden benim absürd cümleme kayıtsız kalamadı ve “olur mu öyle şey” dedi. İşte ne olduysa o anda oldu, bir cevap vermem gerekiyordu, aradan uzun süre geçtiğini ve yüzme defterinin artık kapandığını ama tabii ki başka şeyleri ertelemeyeceğimi ona anlatmam gerekiyordu ama o sırada beynim uğuldamaya başladı, belki bir an nefes alabilsem gücümü toparlayabilir ve bunları ona açıklayabilirdim ama nefes alamadığım için beynime oksijen gitmiyordu, gözlerim kararmaya başlamıştı ve bünyem artık ne pahasına olursa olsun bu duruma bir son vermek istiyordu. Ve tam o anda, kalan son enerjimle ağzımdan o sözcükler döküldü, “ne de olsa artık bir ayağımız çukurda”</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ben çok pot kırarım; heyecanlandığımda, endişelendiğimde kısacası her kalbim normalden hızlı attığı zaman, ama bu benim hayatımın en büyük potudur ve üstüne çıkabileceğimi sanmıyorum.<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bunu anlattım çünkü insanları gülümseyerek anmak gerektiğine inanıyorum. İnsanların buruk bir gülümsemeyle değil de kahkaha atarak dinlediği tek Mervem hikayem buydu, onla birlikteyken yaşadıklarımız ne kadar komik olursa olsun insanları üzüyor. Halbuki önemli olan yaşanmış olması, değil mi? Bu hafta tam 2 sene oldu. Annesinin annemi “mervenin dilarasının annesi” olarak tanıtışı boğazıma bir yumru olarak oturup, ağlatıyor inceden belki ama aynı zamanda da müthiş bir gurur sağlıyor. Seni çok seviyorum Mervem.<o:p></o:p></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-23156498074149692992010-04-10T19:32:00.002+03:002010-04-10T19:37:04.343+03:00Bir yüzücüyü nasıl tanırsınız?Yüzücünün ayakta dururken dizleri geri gider. Annem yıllarca eğri durma deyip durdu ama bana dizlerimi önde tutmak daha zor geliyor. Yüzmeden bir arkadaşımla dikilmiş birini beklerken onun da aynı benim gibi durduğunu farkettiğimden beri öteki arkadaşlarıma da dikkat ettim, evet hepimizde var düzgün durma özürlülüğü :) İnsan dediğin aidiyet hissini seven mahlukat, nitekim ben de dinozor yüzücüler kategorisine ait olmayı seviyorum ve artık üzülmüyorum <span class="Apple-style-span" style="font-style: italic;">aa ben yamuk duruyorum</span> diye.<br />
<div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şekil 1a’da görmek isteyenler için;<o:p></o:p></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrOU64FqoIGFNdDRseZy8NE5VWMMMJ1B4b1oejONKBejPO0CXFJyJopK5X9TpxpFDDplTbs5BHKrGCahyphenhyphenfYsqHfkgrOjMk_Uuxtofn0OIotx3s5DBDVah4Q1XRy0MmGYIsOO-9v5kfBjw/s1600/y%C3%BCz%C3%BCc%C3%BC.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrOU64FqoIGFNdDRseZy8NE5VWMMMJ1B4b1oejONKBejPO0CXFJyJopK5X9TpxpFDDplTbs5BHKrGCahyphenhyphenfYsqHfkgrOjMk_Uuxtofn0OIotx3s5DBDVah4Q1XRy0MmGYIsOO-9v5kfBjw/s320/y%C3%BCz%C3%BCc%C3%BC.jpg" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Dün akşam buluştuğum arkadaşlarımdan biri, <span class="Apple-style-span" style="font-style: italic;">seni fotoğrafta taglemeselerdi de anlardım sen olduğunu</span> dedi, signature bir özelliği de var yani. Gerçi o öbür arkadaşımın vurguladığı, <span class="Apple-style-span" style="font-style: italic;">despot gestapo gibi duruşumdan</span> da kaynaklanıyor olabilir, bilemedim şimdi...<o:p></o:p></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-10660421607167463122010-04-10T18:49:00.002+03:002010-04-21T10:50:57.505+03:00Déjà vu<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şu aralar favori aktivitelerimden biri iş olmayan Cuma akşamları yanımda oturan arkadaşımla bilgisayarda kim 500 milyar ister oynamak. Uzun zamandır bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Her ne kadar benle, <a href="http://www.youtube.com/watch?v=MrfPeWUE7Jc">Cartel</a>’in almancı olduğunu bilmiyordum diye <span class="Apple-style-span" style="font-style: italic;">sen çocukluğunu mağarada geçirdin herhalde</span> diye dalga geçse de oyunda birbirimizi tamamladığımız bir gerçek. Ben spor sorularına pek karışmıyorum (Mark Spitz falan çıkmadıkça) o edebiyat sorularına karışmıyor (Tolkien falan çıkmadıkça) tarih desen allahlık Ali Bey... <o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Öncesinde de bizim işyerinin yanında açılan Dükkan Burger’e gittik, hamburgerleri zaten çok güzel onu biliyordum da çok ilginç bir yer seçmişler restoran için, o çok hoşuma gitti. Dışardan tamamen bir mezbaha gibi gözüküyor(kötü bir anlam yüklemiyorum, tam tersi gayet otantik), kapılardan geçerken de keza, ama içeri girince bambaşka, bütün duvarlara graffiti yapmışlar, restoranın yarısı tek pota basket sahası... Graffitilerden biri eli baltalı bir kasaptı, çizimin gücü işte o bile enteresan gösterilebiliyor, yoksa bildiğin kasap. Kasap deyince Demet Akbağ geldi aklıma, herhalde bir oyununda öyle bir dialog vardı ama bağlantıyı kuramadım şimdi. Böyle hiç yoktan aklıma bir şey gelince, kaynana Semra’nın sözlerinden yapılan remix geliyor aklıma; <a href="http://www.erenet.net/komiksesler.php?op=dinle&id=83&isim=Semra_Hanim_-_Daldan_Dala_-_Remix">daldan dala daldan dala dal dal dal dal</a> </span><span lang="TR" style="font-family: Wingdings;">J</span><span lang="TR"><o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">P.S: O gün işyerinde bana bir brief verilirken 2 kere ardarda deja vu oldum. Kim dejavu’yu nasıl yorumluyor bilmiyorum ama bana doğru yolda olduğumu hissettiriyor. Aslında <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Determinism">determinism</a>i çok olası bulmuyorum ama herneyse, olasılıksız kitabını okuduğumdan beri deja vu’yu böyle yorumluyorum, belki de hiç böyle anlatılmak istenmemiştir kitapta... Ama herkes her zaman her şeyi anlamak istediği gibi anlar nasıl olsa, değil mi?<o:p></o:p></span></div>Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-212969810342588705.post-44002758612174685762010-04-08T16:55:00.000+03:002010-04-08T16:55:12.539+03:00Habercilik anlayışıİşyerinde elime uykusuz geçince biraz okuyayım dedim, absürd basın özetlerinden derleme bir kısımla karşılaştım. Bir tanesi sabah gazetesinden “Türkiye’de artık romantik komedi de çekiliyor, gerilim filmi de, insan belgeseli de. Bundan yüzyıl önce bunlar olmazdı, çünkü niye, sinema yoktu.” Şeklinde bir yazıya rastlayınca arkadaşlara okudum, bir tanesi benden önce okumuş “dikkat et altında V.Ö. yazıyor yani Vedat Özdemiroğlu, parodi onlar” deyince farkettim. Sonra neden bu yazının gerçekten yayınlanmış olsa beni şaşırtamayacağı gerçeğini düşünürken aklıma o eşiği atlamama sebep olan haber geldi. 2 yıl kadar önce Çin’de gerçekleşen depremden sonra Milliyet gazetesi haberi şu şekilde sunmuştu, “29 yıldır tek çocuk politikası uygulayan Çin Halk Cumhuriyeti’nde gerçekleşen depremde okulların yıkılmasıyla bir nesil yok olmuş oldu.” Haberi aradım ama bulamadım o yüzden tam verememiş olabilirim anlamı ama kısacası o tek çocuk politikası lafını öyle bir koymuştu ki sanki o nesil o yüzden yok olmuş izlenimi vermeye çalışmıştı. Ben ne kadar istesem de o kadar saçmalayamayacağım için size anlatılmak isteneni doğru aktaramamış olabilirim, özür dilerim. Kısacası, anladık RTE’nin lafını desteklemek istiyorsun da bu kadar mı desteksiz sallanır, çocuk dediğin okula gider zaten, eğer tek çocuk değil 3 çocuk yapmış olsalardı öteki 2 çocuk yine okulda olacaktı, çünkü adı üstünde çocuk. Ha dersen Çinliler bir batında doğurmuyor ya elbet çocukların yaşları farklı olacaktı, e 2008’de de zaten Çinlilerin hepsi 7 yaş ve üzeri değildi ne de olsa. Yani oranlarda bir şey değişmeyecekti, ya da yok olan nesilde. <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Abdi_%C4%B0pek%C3%A7i">Nerden</a> nereyeee... <br />
<br />
<br />
Üzülüyorum, kızıyorum, tepki gösteriyorum ama şaşırmıyorum artık. Yadırgamıyorum artık, tencerenin içinde suyun ısındığını farketmeyen kurbağa gibi yavaş yavaş haşlanıp öleceğimi bilmeme rağmen yadırgayamıyorum artık.<br />
<br />
P.S: Abdi İpekçi'den olsa gerek aklıma geldi, Amerika'da bir anket düzenlemişler insanların %50sinden çoğunun Paris deyince aklına şehir değil Paris Hilton geliyormuş.Sinisterhttp://www.blogger.com/profile/02885389074768535274noreply@blogger.com1