Monday, December 7, 2009

Tel Aviv

Bayram tatilini suistimal ederek 9 güne çıkarıp (bu arada bkz. ekşisözlük/suistimal "eskiden, babalarımızın bizim yaşlarımızda olduğu zamanlardan bahsediyorum, masturbasyona halk arasında verilen ad" puhahahahah) en yakın arkadaşlarımdan birinin yanına Tel Aviv'e gittim. Daha gümrükte pasaportumu uzatmamla spot ışıkların bana doğrultulması bir oldu ve arka odaya alındım. Arkadaşımı nerden tanıdığım, başka kimseyi tanıyıp tanımadığım, arkadaşımın anne babasının adı, terörist olup olmadığım :) filistinde tanıdığım olup olmadığı ve filistine geçmeyi düşünüp düşünmediğim gibi ahiret sorularını sükunetle cevapladıktan sonra sap gibi kalmış bavulumu da alıp arkadaşımla kucaklaştım. Mionun bizi eve götürmesi en az yarım saati buldu, amma abartmışsın o kadar da küçük değilmiş Israil dediğimde "kızım o yarım saatte 4 şehir geçtik biz" cevabını aldım :) muhabbet edip uyumamız sabah 6yı buldu zaten. ertesi gün çeşitli zamanlarda Türkiye'den aliyah yapmış (bkz. Aliyah) insanlarla Yafo'ya gittik. Şehir Tel Aviv-Yafo olarak geçiyorsa da Yafo Tel Avivin güneyinde kalan, arapların yaşadığı bi bölge, camisi falan var, çok da güzel humus vardı! mmmm humusssss... Birden kültür şokuna uğramayayım diye ilk oraya götürdüklerini söylediler :) Bu arada bir sürü insanla tanıştığım uzun bir tatilden sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki judaismle islam birbirine son derece benziyor. dini günün cuma oluşundan tut, dini günde yenen yemekten önce elleri ibrikle 3 sağ 3 sol ele su alarak yıkamak (bkz. Abdest). Gerçi bizde içki günahken judaismde cuma akşam istediğin kadar içip sevişiyorsun ki kim olsa bu uygulamayı daha çok beğenir :) Laranın masterdan arkadaşlarının düzenlediği partide olsun, thanksgiving yemeğinde olsun herkes Türk olduğumu duyunca soru bombardımanına tuttu. Önemli olanın Türk olmak olgusu olduğu, dinin pek çokları için çok sonra geldiğini duyduklarında çok şaşırdılar. Bir çocuk anlamamakta o kadar ısrar etti ki bak dedim biz Fransızlardan daha milliyetçiyizdir. Baya afalladı ama ne de olsa hepimiz vatan millet sakarya yetiştirildik ve ben üniversitede Zürcherin kitabını okuduğumdan beri yavaş yavaş objektif bir bakış açısı kazanmaya başlıyorum. Israilde hem kızlar hem erkekler askere gidiyor ve arada izne çıktıkları için sokakta sürekli askere rastlıyorsunuz. Sanmayın ki bu kötü birşey, meğer benim üniforma fantezim varmış da ben bilmiyormuşum! O nası bişey birader, kızların ve çocukların hepsi birer şehvet timsali! Birkaç jenerasyondur dünyanın heryerinden gelen ırkların karışımı sonucu böyle birşey olmuş olsa gerek, bide üstüne üniforma giydiklerinde neye uğradığımı şaşırdım. peki bunları böyle saatli bomba gibi askerde hep biraraya koyunca sorun olmuyo mu dedim. sık sık kızların hamile kaldığı skandalı kopuyormuş :))) onun dışında Israil kesinlikle ezber bozan bir memleket, anayasasında belirtilen bir resmi dini olmasına rağmen bizden daha demokratik, orda finans sektöründe çalışan arkadaşın "dünyanın en kapitalist ülkesi" olduğunu iddia etmesinin aksine son derece sosyalist; üniversiteye kadar özel okul yok, kimse lüks araba ve gösteriş peşinde değil, statü farkı yok, maaşının 2/3'ü devlete gidiyor, yol su elektrik hesabı.. tabi orda durum yol su elektrikten "biraz" daha kapsamlıca, sağlık sektöründe dünyada bir numara olduğunu söylüyorlar. yollarda her yer şantiye, bir tamamlanmamışlık/bitmemişlik hissi(60 küsur senelik ülke ne de olsa.) Tel Aviv aslında çok güzel ama binaların elden geçmesi lazım, oraya özgü bir mimariymiş ve özel bir kumla temizleniyormuş ama maliyeti yüksekmiş ve gelirin %70i askere gidiyormuş.. son olarak her şeyiyle her an her yerde eğlenmeyi çok iyi biliyorlar, kesinlikle insana kendini aynı anda hem prenses gibi hem de dünyanın en seksisi gibi hissettiriyorlar ve gece hayatı şu ana kadar gördüğüm en iyisi! zaten bir de deyişleri varmış; in Jerusalem we pray in Tel Aviv we play!

2 comments:

  1. Yine bekleriz
    tadiniz damagimizda kaldi Dilara Hanim...

    ReplyDelete
  2. yararlı ve ilginç bir yazı olmuş...

    ReplyDelete