Tuesday, June 15, 2010

Kafatasçı geldi 'aanıımmmm

Bugün kendi kendime çok güldüm. Kendi kendime başka bir şeye gülmedim, kendime ve düştüğüm duruma güldüm. Hakkaten büyük konuşmamak lazım, elime geçen her fırsatta aşırı milliyetçi kesime, ülkücü, kafatasçı gibi bilumum yakıştırmada bulunan ben, bir olay olduğunda sıcağı sıcağınayken, uzun uzadıya düşünmeden verdiğim ilk tepkide aynı bir MHP’li gibi düşünüyorum. Nitekim Hürriyet Pazar’ın MHP milletvekili Deniz Bölükbaşı ile yaptığı röportajın ilk sayfaya yansıyan cümleleri şunlar;
“Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Filistinliyiz diyoruz. Hepimiz Türküz demiyoruz. Filistin bayraklarıyla cenaze namazı kaldırıyoruz Türk bayrağı yok.”

Kaderin cilvesi diye buna deniyor galiba bir gün kafatasçı de ertesi gün fikirdaş ol :)) Çocukluktan aşıladılar bu milliyetçilik damarını galiba ne bileyim, ne kadar ben bireyselciliğe inanıyorum desen de kendini gösteriyor. Gerçi kendi kendimi yemeği düşünmüyorum, çünkü ne de olsa zayıf mahlukatlarız ve kendimizi tanımlamak ve ifade etmek için belki de sınırları önceden belirli kavramlara ihtiyaç duyuyoruz. Yine de bunun farkında olmak bile güzel bir şey bence, en azından bunu kabul ederek başka insanlara karşı kalıplaşmış önyargıların olabileceğini de kabul edersin ve bunları bulup yoketmek için çalışmaya başlarsın. Bir bakmışsın uluslarüstü, sınırlarötesi bir insan olup çıkmışsın :)))

Yoksa Hintliler pis, Fransızlar ukala ve hatta Kayserililer kurnaz, Adanalılar ayı nereye kadar. Bir de o kadar sık duyuldu ki hani Kanlıca’nın yoğurdunun meşhur olması gibi bir gerekçe içeriyor sanki, artık kanıksandığı için...

-Ayol şekerim bilmiyor musun? Adana’nın ayıları meşhur...
-E gidip yiyelim o zaman bir tane?!

Bu arada hakkaten ne büyük konuşsan başına geliyor, istisnası yok. Cmt akşam Marmara hotelin önünden geçerken güzel giyinmiş 2 tane kız vardı çiçekliğin ucuna ilişmişlerdi, ikisi de telefonuna bakıyordu, mesaj falan yazıyorlardı, şaşırdım Allah Allah dedim, arkadaşım şakayla karışık, belki telekızlardır ne de olsa otel önü falan dedi. 48 saat bile geçmeden aynı arkadaşımla aynı çiçekliğin ucuna ilişmiş telefonda birine ulaşmaya çalışıyorduk ve ben etek giymiştim J

No comments:

Post a Comment