Tuesday, June 1, 2010

Yankılar


Bütün olanlardan sonra kafayı toparlamak biraz zor ama tek bir cümleyle özetlemek gerekirse ben dün dinin milliyetten daha önemli olduğunu gördüm.

İsrail yaptı, yine kabağı bizim başımıza patlattın diyorsunuz belki de ama dün ben bir kez daha insanların kendini belki haklıyken nasıl da haksız yere düşürebildiğini gördüm.

31 Mayıs 2010 günü Taksim’de yapılan protesto gösterilerinde tek bir Türk bayrağı yoktu. Keza İskenderun’da öldürülen “Türk” askerler de kimsenin umrunda değildi.

Beni teknik detaylar çok ilgilendirmiyor açıkçası, yok İsrail şu limana değil bu limana yanaş demiş de yok bilmem ne... Kardakla ilgili teknik detayları kim hatırlıyor? Popülist yaftası yapıştırılan Yılmaz Özdil çok güzel yazmış bugünkü yazısında ve belki de sırf bu yazı yüzünden izleyici kitlesinin yarısını kaybetmeyi göze alarak... Ya gerçekten sapla saman ayıramıyorlar, ya da aslında her şeyi çok iyi ayırıyorlar da böyle kullanmak işlerine geliyor. Dediğim gibi artık kimsenin Türklük umrunda olmadığı için, ortak değer olarak türklüğü paylaştığı kişiler de umrunda değil. Müslüman mısın değil misin, tek soru bu.

Çok yakında kimlik tanımı sorularına “Türküm” diye cevap veren bir avuç insan kalacağız. Hatta biraz melankolik biraz buruk bir gülümsemeyle bakacaklar yüzümüze, aynı geçen yaz tanıştığım, ısrarla “ben çekoslavakyalıyım, çekoslavakya’da doğdum ve benim için seçim yapmak mümkün bile değil” diyen kadına benim baktığım gibi...



ve ben dün malesef yeniden 6-7 Eylül potansiyeli gördüm. Fundamental ırkçılığın esas olduğu ülkemde 55 senede bir arpa boyu yol katetmekten bahsetmek ne yazık ki mümkün değil.

Etrafta duyuyorum işte "Hitler hepsini öldüremedi kalanlar bunları yapıyor" falan filan. O yere göğe sığdıramadığınız Naziler 20 sene önce de Türkleri öldürdü, kimse hatırlamıyor galiba. Aa pardon Türkler kimsenin umrunda değildi, unutmuşum...

No comments:

Post a Comment