Tuesday, February 23, 2010

nothing's gonna change my world

2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki stajımı "bitirdiğim" için yeni staj yerim belirlensin diye çıkış kağıdımı alıp Sultanahmet'e gittim. tramvay durağında karşıdan karşıya geçerken, manyağın teki 2 tane küçücük hintli kıza (biri 15-16 yaşında biri daha bile küçük) hadi hadi diye bağırıyordu. daha ben nolduğunu anlayamadan, adam kızlardan birini yolun ortasına itti. öteki istikametten de tramvay geldiği için kız napcağını şaşırdı ve mecburen manyak adamın durduğu yere geri döndü. tramvay geçtikten sonra da korkudan titreye titreye karşıya geçti. ben adama üstüne atlayıp parçalayacakmış gibi bakıyordum ama işte yapamadım. öfkeden gözüm döndüğü anlarda bile bazı şeylere cesaretim olmuyor, basiretim bağlanıyor. ne kadar acıklı ki bu davranışım bana Fight Club filmindeki bir sahneyi hatırlattı. hani o hafta için tek bir ödev verilir; "bu hafta hiç tanımadığınız biriyle kavga edin." adamlar kavga başlatabilmek için neler yaparlar ama sokaktaki kimse onlarla dövüşmeye yanaşmaz. korkak ve pısırıklardır. acırsın o kavgadan kaçınmak için ne yapacağını şaşıran insanlara... bugün öfkem geçtikten sonra ilk hissim o oldu, self-pity. ne kadar zavallı ve acizsin dedim kendime, yazık... birkaç adım gittikten sonra bari kızları bulup adam adına özür dileyeyim dedim ama bakındım göremedim.

onun dışında kendi minik bubble'ımda olup bitenlere dönersek, dün akşam Babylonda Beatles remasters party vardı, ona gittik. kopkopçu hareketin duayeni, her şey için ne kadar teşekkür etsek yetmeyecek olan Ceren Hanım organize ettiği için (hem de 1 gün içinde!) baya kalabalıktık. ama allahtan Babylon çok kalabalık değildi de rahat rahat dağıttık :) Mert'e doğumgünü hediyesi olarak kalp şeklinde kırmızı balon almışlar bi ara abartıp onla voleybol oynamaya başladık, kendi aramızda başlayan oyun balonun hakimiyeti haliyle biraz zor olduğu için bütün salona yayıldı :) ben bi ara kaptırdım adamın bitanesinin suratının ortasına şak diye geçirdim (sağ elimle çok güçlü vurmuş olamam diye kendimi avutmak istiyorum ama bu büyük ellerle..zor..) adama vurduğumu gören Tantan tepine tepine gülmeye başladı meğer benden hemen önce balona vurcam diye aynı adamın suratına o da vurmuş hahahaha :)))) adam koşar adımlarla salonun öbür ucuna gitti. hem yüzmeden bir arkadaşım da geldi.. güzeldi velhasıl kelam

staja gelirsek, güzel geçiyor. its getting hard to be someone but it all works out demek istiyorum :) kuzenimin Avusturyalı kocasının en sevdiği kelime öbeğiyle bağlayayım, inşallah maşallah...

No comments:

Post a Comment