Saturday, February 27, 2010

nap is my middle name

Öğle uykusuyla olan aşkımız pek ilk görüşte aşk değildi açıkçası. Daha çok büyük aşklar nefretle başlar kıvamındaydı. Annem zorla yatırırdı kendiyle birlikte, döner döner bir türlü uyuyamazdım. En sonunda ıı hadi uyu diye popoma vururdu hafiften, dönmeyeceğim diye kendimi kasmaktan en sonunda uyuyakalırdım. Hoş uyuyakalmam bu kadar sancılı olmasına rağmen akşam 8e kadar uyurdum o da ayrı mesele ☺ babam işten gelirdi, enseme burnunu sokardı oooh ekşimik kokuyo derdi. Bıyıklarıyla öperdi beni. Bende kıllıkların batıyo derdim. Babam bıyıklarını keseli yıllar oldu ama ben hala daha en çok ensemden terlerim, ne zaman çok dans edip terlesem, yaz bile olsa, gecenin o rüzgarına çıkınca mutlaka ertesi güne boynum tutulur. Tufan da hep benle babaannesin kızım sen diye dalga geçer. Hoş son zamanlarda pek geçemiyor çünkü en son onunda boynu tutuldu, kaç gün nazlandı, bengayı elinden düşürmedi, ay ay ay falan diyordu dönerken hahaha. Yüzü yok anlayacağınız ☺
Ayrıca ben öğle uykusunun gece uykusundan kesinlikle daha dinlendirici olduğunu düşünüyorum. Hele yemek sonrası için geçince koltukta mayışmak...
dün hele bir de haftaiçi olmasına rağmen öğle uykusuna fırsat bulunca, bu yazıyı ona olan aşkıma adamak istedim :)

No comments:

Post a Comment